Kamu yönetiminde Dunning-Kruger sendromu yaygınlaşıyor
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü'nün yazısı.....
Kamu personel sisteminin sorunlarını dilimiz döndüğünce açıklamaya ve çözüm önerileri sunmaya çalışıyoruz. Bu köşeyi takip edenler özel sektörde asla ve kat’a yapılmayacak bazı işlerin kamu kesiminde sıradan hale gelebildiğini ve özel sektörde işletmenin kapısından sokulmayacak birçok kişinin kamuda vazgeçilmez hale gelebildiğini ve baştacı yapıldığını yazdığımı hatırlayacaklardır. Bu yazımızda da kamu yönetiminde yaşanan bazı psikiyatrik vakaların yıllar önce araştırma konusu yapıldığını hatta Nobel ödülü aldığını açıklamaya çalışacağız.
Napolyon’a atfedilen bir söz ise şöyledir: İnsanların bir şeyi neden yaptıklarını anlamak için çok dolaylı nedenler aramayın, ilk sebep hep ahmaklıktır.
Cornell Üniversitesi’ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik “Nasıl geçti?” sorusuna öğrencilerin cevap vermeleri istendi. Soruların yüzde 10’una bile cevap veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” mükemmeldi. Onların “testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerini” düşündükleri; hatta “iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları” ortaya çıktı.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler...Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da “ihtiras eksikliği” ile suçlanırlar.
Kamu yönetiminde liyakatin yerini işportacı yönetici tarzının aldığını bu köşede yazıp duruyoruz. Günümüzün devlet yapısını kemiren bu hastalığı Koçi Bey yıllar önce dile getirmiştir. Kaldı ki çöken devletlerin tamamında liyakatsiz atamalar baş roldedir. Liyakat yönetimin vazgeçme lüksünün olamayacağı en temel ilkesidir. Nitekim 657 sayılı Kanun’un üç temel ilkesinden birisi de liyakattir. Ancak, devlet yönetimindeki en temel unsur olan liyakat giderek istisna haline gelmeye başlamıştır.
Bunlar sürekli iş takibi yaparak ilişki yönetimini güçlendirirler. Maalesef aranan yönetici tiplemesi sürekli iş takibi ve temsille zaman geçirenlerdir. Haklarını yemeyelim, bunların gözü son derece karadır. İmza atmaktan hiç korkmazlar. O yüzden amirleri bunları çok sever. Nasıl olsa teftiş vb. şeyler de kalktı sayılır, öyleyse korkmaya gerek var mı? Ancak, bu davranışların pislikleri halıların altına süpürme anlamına geldiği bir müddet sonra anlaşılacaktır. Ancak, bu durum Basra harap olduktan sonra ortaya çıkacaktır.
Bu bağlamda, uygulamada çok sayıda her işi yaparım abi mantığıyla mücehhez yöneticilerin olduğu sıklıkla görülmektedir. Bu yöneticiler ilk zamanlarında bilgi ve yetenek eksiklerini kurnazlık ve kabadayılıkla kapatmaya çalışırlar. Bunlar işten anlamadıkları için emrinde çalışan memurlardan her konuda sürekli bilgi notu isterler. Yine amirlerine karşı yağcılıktan zaman bulup da kendilerini yetiştirme zahmetinde bulunmadıkları için yaptıkları işlerden de anlamazlar. Yazı yazma kabiliyetleri de olmadığı için memurlardan basit veya zor olan her konuyla ilgili sürekli bilgi notu isterler. Bu durum artık memurları illallah dedirtir ve memurlar işten ziyade bilgi notu hazırlamakla akşam ederler. Bu yöneticilerin olduğu kurumlarda dedikodu kültürü hızla yükselir ve memurların ağızları bozulur.
Nobel ödüllü Bertrand Russell diyor ki: “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.”
 
  
                                                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
								                                								                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                             
						                                						                            
Benzer Haberler
Nizâmü’l-Mülk’ün kamu yöneticilerine önerdiği altı kritik kural
Resmi Gazete'de bugün ( 31.10.2025)
Müstehcen resminin Facebook’ta paylaşımı memurluktan atılma sebebi olamaz!
Resmi Gazete'de bugün ( 30.10.2025)
İnsan kaynakları yönetiminde unuttuklarımızı başkaları hatırlatıyor.
Üniversitelerin içinde bulunduğu acı durum ve yapılması gerekenler
Benzine zam kapıda
Altın yatırımcısına soğuk duş: Kritik eşiğin altında.